Hayatta herkes kendine bir yol çizer. Kimi mesaisi bitince sadece evine döner, kimi de ufkunu genişletecek yeni zorluklara yönelir. Benim yolculuğum da farklı dönemeçlerden geçti. Önce dış ticaret, sonra finans ve yönetim alanında edindiğim deneyimler derken, bugün hem iş dünyasına dair gözlemlerimi hem de hayata dair düşüncelerimi paylaşmaya devam ediyorum. Çünkü inanıyorum ki bilgi paylaşıldıkça güçlenir.
Asıl mesele hız değildir; doğru rotayı çizebilmektir. Hızlı koşmak, yanlış yöne gidildiğinde sadece daha çabuk yorulmaya yarar. Oysa doğru rota, insanın hayatına yön veren en büyük pusuladır.
Bugünün dünyası, hızın kutsandığı bir sahneye dönüştü. Hızlı internet, hızlı ulaşım, hızlı tüketim… Her şey “daha çabuk, daha erken, daha fazla” mottosuyla yaşıyor. Ama asıl soru şu: Hızlandığımız yön doğru mu? Yanlış yolda hızlanmak, bizi başarıya değil çıkmaza götürür. İşte tam da bu yüzden, hayatın her alanında önce doğru rotayı çizmek gerekir. Rota net değilse, hızın hiçbir anlamı yoktur. Benim gözümde başarı, ne tek başına şansa ne de sadece çevreye bağlıdır. Onu belirleyen üç temel ilke vardır:
-
Vizyon: Geleceği görebilmek, sadece bugünü değil yarını da planlamak.
-
Disiplin: Küçük alışkanlıkların büyük sonuçlar doğuracağını bilmek.
-
Çalışkanlık: Çabayı sürdürmek, emek vermekten vazgeçmemek.
Vizyon olmadan fırsatlar görünmez, disiplin olmadan görülen fırsatlar uygulanamaz, çalışkanlık olmadan da hiçbir plan sürdürülemez. Hayatın her alanında risk ve fırsat yan yanadır. Yeni bir işe atılmak, bir girişim başlatmak, farklı bir ülkeye açılmak ya da kişisel bir karar almak… Hepsi birer risktir. Ama riskin olmadığı yerde fırsat da yoktur. Önemli olan, risklerden kaçmak değil onları yönetebilmektir. Tıpkı bir denizcinin fırtınadan kaçmak yerine yelkenlerini doğru ayarlaması gibi, biz de riskleri fırsata çevirecek bakış açısına sahip olmalıyız.
Disiplin, sıkıcı bir kavram gibi görünür. Ama aslında hayattaki her şeyin temelidir.
- Bir öğrenci için ders programına sadık kalmaktır.
- Bir iş insanı için sözleşmelere, teslim tarihine ve plana uymaktır.
-
Bir birey için ise kendine verdiği sözleri tutmaktır.
Çalışkanlık olmadan ilerlenmez, vizyon olmadan yön bulunmaz, ama disiplin olmadan hiçbir şey sürdürülemez. Hayatta en çok fark edilen şeylerden biri de ertelemenin maliyetidir. Küçük bir işi “yarın yaparım” diye bıraktığımızda, o iş zihnimizde büyür. Basit bir telefon görüşmesi, kısa bir not ya da bir e-posta bile ertelendiğinde yük haline gelir. Benim için yazmak da böyle. Bir ay ara verdiğimde fark ettim ki yazıya başlamak zorlaşıyor. Oysa klavyenin başına oturup birkaç cümle kurduğum anda, zihnimdeki yük hafifliyor. Erteleme, insanın hem zamanını hem de enerjisini çalar.
Hayattan Öğrendiğim Küçük Dersler
-
Plan yap: Planı olmayan yolculuk, nereye gideceğini bilmeyen gemiye benzer.
-
Sabırlı ol: Büyük hedefler, küçük sabır taşlarıyla inşa edilir.
-
Üret: Bilgi, fikir, hizmet ya da eser… Üretmeyen, tüketilir.
-
Kendine yatırım yap: Kitap, eğitim, deneyim… İnsan en çok kendisine yaptığı yatırımı karşılıksız alır.
Yazmak benim için sadece bir paylaşım değil, aynı zamanda bir muhasebe. Kendi yolculuğumu kayda geçirirken hem öğrendiklerimi hatırlıyor hem de başkalarına fayda sağlayacak izler bırakmaya çalışıyorum. Çünkü bazen küçük bir cümle, okuyan birinin hayatında büyük bir kıvılcım yakabiliyor. Bazen bir fikir, hiç ummadığınız birine yol gösterebiliyor.


