Fakat hepsi aslında ortak bir paydada buluşuyor. Andrew Carnegie’in de dediği gibi “Ekip olmak, ortak bir vizyon için birlikte çalışma yeteneğidir. Bireysel başarıları örgütsel hedeflere yönlendirme becerisi. Sıradan insanların nadir bulunan sonuçlara ulaşmasını sağlayan yakıttır.” Ortak bir amaç uğruna çalışan 2 ve daha fazla kişi için ekip diyebiliriz. Ekip olmak için, her bir bireyin sahip olduğu benzersiz beceri, eğitim ve bilginin birleşmesi ve bunlardan yararlanmak için birlikte çalışma durumu da denilebilir.
Ekip çalışması, genel olarak, bir grup insanın ortak bir amaca ulaşmak için birlikte çalışmaya istekli olması olarak düşünülebilir. Örneğin, sık sık “o iyi bir takım oyuncusu” ifadesini kullanırız.
Bu, birinin ekibinin iyiliği ve başarısı için çalışan, takımın çıkarlarına sahip olduğu anlamına gelir. Ekip çalışması kişileri birbirlerini tamamlayacak şekilde bireysel güçleriyle harmanlar ve bunu yaparken insanları bir dostluk duygusu ve ortak bir vizyonla bir araya getirir. Bu kişilerin güçlü yönlerinin anlamlı hedeflere ortak bir yönde uygulanması için yapılan çalışmadır. Çünkü Ken Blanchard’ın da dediği gibi “Hiçbirimiz hepimiz kadar akıllı değiliz.”
Ekip çalışmasının ilk olmazsa olmazı elbette doğru iletişim. Dinlemeyi ve konuşmayı başaramayan kişiler her ne kadar yetenekli olursa olsun ortak bir paydada buluşamaz. İletişimsizlik ilerlemeye engel olan en önemli faktör olarak görülebilir. Ayrıca iletişim yalnızca sözlü olmak zorunda değil. Takımın uyum içerisinde, konuşmadan bile anlaşabiliyor olması başarıya doğru atılmış en büyük adımdır.
Ekip çalışması için doğru bir atmosfere sahip olmak gerekir. Takım üyelerinden her birinin kendini rahat hissetmesi ve verimli olması için uygun bir ortama ihtiyaç duyulur. Doğru şekilde dekore edilmiş, rahat ve şık bir ortam kişilerin motivasyonunu artırır. Böylece çalışma boyunca yapılan beyin fırtınası ve fikir alışverişi daha keyifli bir hâle gelir.