“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu…”
Hamlet’in asırlar önceki bu sorgusu, günümüzde adliye koridorlarında başka bir soruya dönüşmüş durumda:
“Bilirkişi olmak mı, olmamak mı?”
Türkiye’de yargı sistemi, teknik ve uzmanlık gerektiren konularda bilirkişilere başvurur. Hakim hukuku bilir, ancak muhasebe kayıtlarını incelemek, inşaat projelerinin statik güvenliğini değerlendirmek, tarım ürünlerinin kalitesini ölçmek veya dijital verilerin izini sürmek gibi işler için uzman görüşü şarttır. İşte o noktada bilirkişi devreye girer.
Peki bu görev, göründüğü gibi cazip mi? Yoksa görmediğimiz zorlukları mı var?
Bilirkişilik, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir.
Temel amaç, hâkime veya savcıya, dosyanın teknik boyutunda ışık tutacak, tarafsız, objektif ve gerekçeli bir rapor sunmaktır.
Bilirkişiler, Adalet Bakanlığı’na bağlı Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan Bilirkişi Listesi’ne kayıtlıdır. Her yıl yenilenen bu listeler, başvurusu kabul edilen ve gerekli şartları taşıyan uzmanlardan oluşur.
Bilirkişi Olmanın Artıları
1. Ek Gelir İmkanı : Dosya başına ücret, Bilirkişilik Asgari Ücret Tarifesi ile belirlenir. Özellikle yoğun iş alanlarında (muhasebe, inşaat, bilişim) yıl içinde birden fazla dosya almak ciddi ek gelir sağlayabilir.
2. Mesleki Prestij: Bilirkişi olarak rapor düzenlemek, mesleki kimliğinize “uzman” unvanını ekler. Avukatlar, hakimler ve savcılar nezdinde tanınırlığınız artar.
3. Kamu Yararına Katkı: Tarafsız ve doğru raporlarınız, adaletin tecellisine doğrudan katkı sağlar. Bir davada gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmak manevi tatmin sağlar.
4. Uzmanlık Alanında Derinleşme: Dosyaları incelerken mevzuatı tekrar tekrar gözden geçirirsiniz. Bu, kendi mesleki bilginizi güncel tutar.
Bilirkişi Olmanın Eksileri
1. Yoğun İş Yükü ve Zaman Baskısı: Mahkeme genellikle 30 gün içinde rapor ister. Günlük iş yoğunluğunuzun yanında, dava dosyası incelemek ek stres yaratır.
2. Taraf Baskısı ve Psikolojik Yük: Taraflardan doğrudan ya da dolaylı baskı olabilir. “Sadece gerçeği yaz” demek kolaydır, fakat tarafların memnun olmadığı raporlar, şikâyetlere yol açabilir.
3. Ücret Sorunları: Bilirkişi ücretleri, uzmanlık seviyesine göre düşük bulunabilir. Ayrıca ödemeler bazen 3-6 ay gecikebilir.
4. Hukuki Sorumluluk Riski: Hatalı, eksik veya çelişkili rapor, davanın seyrini değiştirebilir. Bu da hem disiplin cezaları hem de hukuki tazminat sorumluluğu doğurabilir.
Bilirkişilik Başvuru Şartları (Özet)
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak
- 18 yaşını doldurmuş olmak
- En az 5 yıl mesleki deneyim
- Disiplin cezası veya ağır mahkumiyet bulunmamak
- Bilirkişilik temel eğitimi almak
- Adalet Bakanlığı’nın ilan ettiği tarihlerde başvuru yapmak
Bilirkişilikte İdeal Kişilik Profili
- Tarafsız duruşunu koruyabilen
- Zaman yönetiminde başarılı
- Mevzuata ve teknik ayrıntılara hâkim
- Baskı altında çalışabilen
- Analitik düşünebilen ve rapor dilini güçlü kullanabilen
Bilirkişilik, ilk başta “birkaç dosya bakar, ek gelir sağlarım” gibi görünebilir. Ancak işin içine girdiğinizde, dosya yükü, yazışmalar, süre takibi, adliyeye gidip gelmeler ve taraflardan gelen dolaylı baskılar, işin cazibesini gölgeleyebilir. Buna karşın, doğru raporla davaya katkı sunduğunuzu bilmek, bazen paradan daha büyük bir tatmin sağlar.
Bilirkişilik, ek gelir + prestij + kamu yararı üçlüsünü sunar. Ama bunun yanında zaman, stres ve sorumluluk yükünü de getirir.
Karar vermeden önce, kendi iş yoğunluğunuzu, sabır seviyenizi ve hukuki sorumluluk bilincinizi iyi değerlendirin.
Shakespeare’in Hamlet’i belki bu soruya şöyle cevap verirdi:
“Olmak… ama her raporda gerçeğe sadık kalmak şartıyla.”