Suudi Arabistan, son on yılda gerçekleştirdiği büyük değişimlerle dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Özellikle başkent Riyad, bu değişimin merkezinde yer alıyor. Yakın zamanda gerçekleştirdiğim ziyaret, Kral Abdullah Finansal Bölgesi’nin modern mimarisi, etkileyici gökdelenleri ve yenilikçi yapısıyla bu dönüşümün en güzel örneklerinden biriydi. İki gün süren seyahatimde, hem şehirdeki gelişmeleri hem de günlük yaşamın nasıl bir dönüşüm geçirdiğini gözlemleme şansım oldu.
Kral Abdullah Finansal Bölgesi: Gökyüzüne Uzanmış Bir Finans Merkezi
Riyad’ın kalbinde yer alan Kral Abdullah Finansal Bölgesi (King Abdullah Financial District), özellikle gökdelenleri ile şehrin modern yüzünü temsil ediyor. Ziyaret ettiğim en etkileyici yapılar arasında yer alan PIF Tower, 385 metre yüksekliğiyle bölgedeki en yüksek gökdelen olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan’ın ekonomik gücünü ve finansal alandaki iddiasını simgeleyen bu bina, hem mimari estetiği hem de yüksek teknolojili yapısıyla göz kamaştırıyor. Kral Abdullah Finansal Bölgesi, dünya çapında büyük şehirlerde bulunan finans merkezleriyle kıyaslandığında, hiçbir eksiği olmayan bir yapılaşmaya sahip. Gelişen Riyad, bu bölgeyle gerçekten büyük bir dönüşüm geçirdiğini kanıtlıyor.
Suudi Arabistan’ın Son 10 Yıldaki Dönüşümü
Suudi Arabistan’ın son on yılda yaptığı reformlar, Vizyon 2030 stratejisiyle birlikte ülkenin ekonomik ve toplumsal yapısını tamamen değiştirdi. Özellikle şehirleşme ve altyapı projeleri hız kazandı. Bir zamanlar daha kapalı ve geleneksel olan Suudi Arabistan, şimdi modern şehirler ve finans merkezleriyle dünya sahnesinde iddialı bir yer ediniyor. Riyad’ın bu değişimin merkezinde olduğunu söylemek abartı olmaz. Yeni gökdelenler, geniş caddeler ve modern yapılar, Suudi Arabistan’ın hızla büyüyen ekonomisinin göstergesi. Bu büyük değişim, bölgeye gelen ziyaretçilere çağdaş bir şehir deneyimi sunuyor. Ancak bu gelişimin bir diğer yanı da trafik sıkışıklığı. Riyad’ın ana yollarında, İstanbul’un o meşhur yoğun trafiğini aratmayan bir sıkışıklık var. Gelişen altyapıya rağmen bu durum, büyük şehirlerin kaçınılmaz bir gerçeği olarak dikkat çekiyor.
Ezansız İki Gün: Sessiz Bir Şehir
Şehirde kaldığım iki gün boyunca dikkatimi çeken bir diğer nokta ise, ezan sesi duymamış olmam. Bu durum beni oldukça şaşırttı, çünkü Suudi Arabistan gibi İslam’ın merkezlerinden biri olarak bilinen bir ülkede bu durum beklenmedikti. Biraz araştırma yaptığımda, Suudi Arabistan’ın bazı bölgelerinde ve özellikle finansal merkezlerde, ezanın hoparlörlerden duyulmasına yönelik düzenlemelerin son yıllarda değiştirildiğini öğrendim. Bu değişiklik, şehrin modernleşme ve küreselleşme hamlesinin bir parçası olarak kabul ediliyor. Özellikle finansal bölgelerdeki sessizlik, iş dünyasındaki yüksek tempoya ayak uydurmak ve uluslararası ziyaretçileri ağırlamak amacıyla uygulanan bir strateji olarak yorumlanıyor.
Yolculuğun En Zor Anı: Oğluma Hasret
Bu iki günlük Riyad seyahatimde en çok özlemini çektiğim şey ise, canım oğlumdu. Uzakta olmak her ne kadar güzel deneyimler kazandırsa da, sevdiklerimden uzak olmanın getirdiği hasret duygusu kaçınılmazdı. Geri döndüğümde, oğlumla geçireceğim zamanı dört gözle bekledim.
Sonuç
Riyad, hem modernleşme hem de gelişim açısından büyük bir adım atmış durumda. Kral Abdullah Finansal Bölgesi, bu dönüşümün en belirgin örneği olarak göz önüne çıkıyor. Suudi Arabistan’ın son yıllarda gerçekleştirdiği reformlar ve modernleşme hamleleri, ülkeyi global arenada güçlü bir oyuncu haline getiriyor. Ziyaretim boyunca şehrin modern yüzünü ve insanlarının sıcaklığını deneyimleme şansı buldum. Her ne kadar sınırda ufak bir kontrol süreci yaşamış olsam da, Suudi Arabistan bu küçük aksilikleri unutturacak kadar güçlü bir izlenim bıraktı.