İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca‘nın ifadesine göre, ihracatçılar kura bağlı olarak ihracat müşterilerini kaybetmiş, aynı zamanda iç piyasada ise güçlenen Türk Lirası sebebiyle yerli müşterilerini de kaybetmiş durumdalar. Bu durum, döviz kurlarındaki dalgalanmaların ihracatçılar üzerindeki etkisini yansıtmaktadır. Eğer Türk Lirası diğer para birimleri karşısında değer kaybederse, ihracatçılar ihracat gelirlerinin azalmasıyla karşı karşıya kalabilirler. Aynı zamanda, iç piyasada güçlenen Türk Lirası, ithal ürünlere olan talebi artırabilir ve yerli üreticilerin rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir. Bu tür zorluklarla başa çıkmak için ihracatçılar çeşitli stratejiler uygulayabilirler. Örneğin, döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı hedge işlemleri yaparak risklerini minimize edebilirler. Ayrıca, ürünlerini çeşitlendirerek farklı pazarlara yönelerek ihracatlarını dengeleyebilirler. Hükümetin de ihracatçıları destekleyici politikalar uygulaması ve döviz kurlarının istikrarlı bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Bu tür ekonomik durumlar genellikle karmaşık ve çok yönlüdür, bu yüzden kesin sonuçlar vermek zordur. Her durumda, ihracatçılar ve ilgili paydaşlar ekonomik gelişmeleri yakından takip etmeli ve uygun stratejiler geliştirmelidir.
Hükümetin seçim sürecinde dövizin artmaması için politikalar izlediği ve bu politikalar arasında “arka kapı satışları” gibi önlemler aldığı iddiasıyla ihracatçıların ise kurun daha yüksek olmasını savunduğu ifade ediliyor. Döviz kurlarının belirlenmesi birçok faktörden etkilenen karmaşık bir süreçtir. Hükümetler, döviz kurlarının istikrarını sağlamak veya dövizin aşırı değer kazanmasını önlemek için müdahalelerde bulunabilirler. Bu tür müdahaleler arasında döviz piyasasında döviz satın almak veya satmak gibi işlemler yer alabilir. İhracatçılar, genellikle kurun düşük olmasını tercih ederler çünkü döviz kurlarındaki düşüş, ihracatçıların rekabet gücünü artırabilir. Yerli ürünler, yabancı alıcılar için daha uygun hale gelir ve ihracat gelirleri artabilir. Bu nedenle, ihracatçılar daha yüksek döviz kurlarını destekleyebilirler. Ancak, döviz kurunun yüksek veya düşük olması sadece ihracatçılar için önemli bir faktör değildir. Döviz kurlarının ekonomideki diğer unsurlarla denge içinde olması gerekmektedir. Hükümetler, ekonomik istikrarı ve dengeyi sağlamak için döviz politikalarını çeşitli faktörleri dikkate alarak belirlerler. Öte yandan, “arka kapı satışları” gibi politikaların gerçekleştirildiği iddiaları hükümetin döviz piyasasında müdahalelerde bulunduğunu düşündürmektedir. Ancak, bu tür iddiaların doğruluğunu değerlendirmek için somut kanıtlar gerekmektedir. Bu tür iddiaların ekonomik politikalar ve piyasalar üzerindeki etkileri genellikle karmaşık ve tartışmalıdır.
İDMİB Başkanı Güven Karaca‘nın ifadesine göre, deri ve deri mamulleri sektöründe ithalat talebinin artması, sektörün cari fazla veren bir sektör olmasını olumsuz etkilemiş ve cari fazlanın negatife dönmesine neden olmuştur. Karaca, 2021 yılında 560 milyon doların üzerinde, 2022 yılında ise 250 milyon dolar civarında bir dış ticaret fazlası olduğunu belirtmiştir. Bu ifade, sektörün dış ticaret dengesinin bozulduğunu ve cari fazlanın ithalat artışı nedeniyle azaldığını göstermektedir. İthalat talebinin artması, yerli üreticilerin rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir ve cari dengenin negatife dönmesine yol açabilir.
Güven şöyle devam etti: “Sadece ayakkabıda yüzde 100’ün üzerinde ithalat artışımız var. Bu yılın ilk çeyreğindeki verilere göre de 55 milyon dolar açık verdik. Bu para politikası devam ederse ihracat biter, ithalat patlamaya devam eder. Yine de enseyi karartmadan faaliyetlerimizi, projelerimizi geliştirmeye, sektöre katkı vermeye çalışıyoruz. Bunun neticesinde istediğimiz sonuca ulaşacağımıza eminiz.”