Dış Ticaretİş GeliştirmeMuhasebeYazılarımHizmet İhracat Bedellerinin Yurda Getirildiğinin İspatıyla İlgili Yaşanan Sorunlar

Hizmetten yurtdışında faydalanılması, Türkiye’de yerleşik bir hizmet sağlayıcının, yurtdışındaki bir müşteriye sunulan hizmetlerle ilgili olarak müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetlerinden kaynaklanan bir durumu ifade eder. Bu durumda, Türkiye’deki hizmet sağlayıcının faaliyetleri müşterinin yurtdışındaki işlerine yöneliktir ve Türkiye’deki faaliyetlerle doğrudan ilişkisi bulunmamaktadır. Örnek olarak, bir Türk yazılım şirketi, yurtdışında bulunan bir müşteri için yazılım geliştirme hizmeti sunuyorsa ve bu hizmet, müşterinin yurtdışındaki işlerini desteklemek amacıyla gerçekleştiriliyorsa, bu durumda hizmetten yurtdışında faydalanılması söz konusu olabilir. Türk yazılım şirketinin faaliyetleri, müşterinin yurtdışındaki işine odaklanmakta olup, Türkiye’deki faaliyetleriyle doğrudan ilişkili değildir. Bu şekilde hizmetten yurtdışında faydalanılması, hizmet ihracatı olarak kabul edilir ve ilgili vergi, ticaret ve mali düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilir. Hizmet sağlayıcılar, bu tür ihracat işlemlerini belgeleyerek ve gerektiğinde tevsik ederek ilgili düzenlemelere uygun şekilde hareket etmelidirler.

Hizmet ihracatında KDV istisnası, Türkiye’de yurtdışındaki bir müşteri için sunulan hizmetlerin belirli koşulları sağlaması durumunda uygulanır. Bu istisna, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11/1-a maddesi tarafından düzenlenmiştir.

KDV’den istisna olabilmesi için bir hizmetin aşağıdaki koşulları sağlaması gerekmektedir:

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması: Hizmet, Türkiye dışında yerleşik olan bir müşteriye yönelik olarak gerçekleştirilmelidir. Bu durum, hizmetin yurtdışında ikamet eden veya işyeri bulunan bir kişi veya kuruluşa sunulduğunu gösteren fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilmelidir.

Hizmetten yurtdışında faydalanılması: Hizmet, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleriyle ilgili olmalıdır. Yani hizmet, müşterinin yurtdışındaki faaliyetlerini desteklemek veya onlarla doğrudan ilişkili olmalıdır. Türkiye’deki faaliyetlerle ilgisi bulunmamalıdır. Bu şekilde hizmetten yurtdışında faydalanılması sağlandığında, hizmet ihracatı KDV’den istisna tutulabilir. Bu koşulları sağlayan hizmetler, KDV’den istisna tutulur ve hizmet ihracatı olarak kabul edilir. Hizmet sağlayıcılar, bu istisnayı kullanabilmek için ilgili belgeleri ve tevsikleri sağlamakla yükümlüdürler. Aksi takdirde, hizmetlere KDV uygulanması gerekebilir.

Hizmet ihracatına ilişkin istisna durumunu tevsik etmek için, yurtdışındaki müşteriye düzenlenen hizmet faturasının ibraz edilmesi gerekmektedir. Hizmet faturaları, firma yetkilileri tarafından onaylanmış fotokopileri veya dökümleri şeklinde sunulabilir. Bu belgelerin, istisna beyan edildiği dönemde beyanname verme süresi içerisinde bir dilekçe ekinde sunulması gerekmektedir. İstisna beyanı için, hizmete ait ödeme belgesinin (örneğin bedelin Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden bir belge, banka dekontu vb.) temin edilmiş olması zorunlu değildir. Yani, hizmet bedelinin Türkiye’ye getirildiğini kanıtlayan ayrı bir belge sunulması istenmez. Ancak, hizmet faturalarının tevsik edici niteliği önemlidir ve istisna beyanı için bu belgelerin doğru ve güvenilir şekilde sunulması gerekmektedir. İhracat istisnası, hizmetin ifa edildiği vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilir. Beyan işlemi, yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin tamamlandığı/ifa edildiği dönem KDV beyannamesinde yapılır. Beyanname üzerindeki “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığı içerisinde, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 302 kod numaralı işlem türü satırı kullanılarak işlem yapılır. Bu satıra, hizmetin bedeli “Teslim ve Hizmet Tutarı” sütununa yazılır. Hizmetin bünyesinde yer alan KDV tutarı ise, Tebliğ’in (IV/A) bölümündeki açıklamalar dikkate alınarak hesaplanan tutar “Yüklenilen KDV” sütununa yazılır. Eğer iade talep edilmiyorsa, “Yüklenilen KDV” alanına “0” yazılır. Bu şekilde beyan edilen işlemlerle ilgili olarak yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin iadesi, hizmet bedeli döviz olarak Türkiye’ye gelmeden yerine getirilmez. Ancak, Türk lirası karşılığı faturasında gösterilen hizmet ihracatlarında, bedelin Türk lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelerle de iade talebinde bulunulabilir. Hizmet ihracatı kapsamındaki KDV iade sürecinde karşılaşılan bir sorun, hizmet ihracatı bedellerinin Türk lirası olarak Türkiye’ye gelmesi gerekliliğidir. Daha önce, bedelin Türkiye’ye getirilmesi istisna uygulamasının bir şartı olarak kabul edilirken, 5 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe giren 34 No.lu Genel Tebliğ ile yapılan düzenleme ile bu şart değişmiştir. Yeni düzenlemeye göre, faturasında Türk lirası karşılığı gösterilen hizmet ihracatlarında, bedelin Türk lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden KDV iadesi yapılabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu düzenleme, 5 Şubat 2021 tarihinden itibaren geçerli olmakla birlikte, geçmiş dönemlerle ilgili iade taleplerinde de uygulanmaktadır. Bu değişiklik öncesinde, hizmet ihracatı bedellerinin döviz olarak Türkiye’ye gelmesi gerekliliği, işletmeler için mali ve operasyonel zorluklar yaratabiliyordu. Ancak yeni düzenleme ile birlikte, hizmet bedelinin Türk lirası olarak Türkiye’ye getirilmesi durumunda, belgelerle iade talebinde bulunmak mümkün hale gelmiştir.

Hizmet ihracatında ödeme yapan firmanın faturadaki alıcı firma ile farklı olması durumu, KDV iade sürecinde sorunlar yaşanmasına neden olabilmektedir. 3065 Sayılı KDV Kanunu’nda belirtilen tevsik edici belgeler arasında, yurtdışındaki müşteriye düzenlenen hizmet faturası ve hizmet ihracatına ilişkin tutarın Türkiye’ye getirildiğini gösteren banka onaylı ödeme belgesi yer almaktadır. Ancak, ödemenin hizmeti alan firma yerine aynı organizasyon içinde bulunan başka bir firma tarafından yapılması durumunda, vergi daireleri tarafından sorgulama yapılabilmekte ve ilgili konuda açıklama istenebilmektedir. Trabzon Vergi Dairesi’nin 23.07.2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.61.15.01.105(606-51-2012)-91 sayılı özelgesinde, döviz ödemesinin yurtdışındaki firma yerine aynı gruba bağlı başka bir firma tarafından yapılması durumunda, iadenin tamamlanabilmesi için ödeme yapan şirket ile hizmetin sunulduğu şirketin aynı gruba bağlı olduğunun tevsik edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu özelgeye göre, aynı gruba bağlı şirketler arasındaki ödemelerde, ilişkinin ve bağlılık durumunun belgelerle kanıtlanması gerekmektedir. Bu şekilde, ödeme yapan şirketin ve hizmeti sunan şirketin aynı gruba bağlı olduğu tevsik edildiğinde, iade sürecinin tamamlanabilmesi mümkün olmaktadır. Hizmet ihracatında, işlem bedelinin işlem tarihinden önce Türkiye’ye getirildiğinin tevsik edilmesi gerekmektedir. Bazı durumlarda hizmetin ifa edilmesi öncesinde işlem bedelinin bir kısmı veya tamamı peşin olarak talep edilebilir. Eğer işlem bedeli peşin veya avans olarak tahsil edilmişse ve bu ödemenin hizmet ifasıyla ilişkili olduğu banka ve muhasebe kayıtlarıyla tevsik edilebiliyorsa, iade talepleri genellikle sorunsuz bir şekilde sonuçlandırılır. Bu durumda, ödemenin hizmetle ilişkili olduğunu gösteren belgelerle birlikte iade talebi yapılabilir ve iade süreci tamamlanabilir.

Hizmet ihracatını gerçekleştiren mükellefin, aynı firmadan hizmet aldığı durumda ve bu hizmet bedeli istisna kapsamında bir alacak olarak doğmuşsa, bu bedelin cari hesaba mahsup yoluyla tahsil edilmesi durumunda iade talepleri yerine getirilebilir. Bu durumda, işlem bedelinin yurda getirilmiş olması şartı yerine, cari hesaba mahsup yoluyla tahsil edilen bedelin hizmet alımıyla ilgili olduğunun ve istisna işlem bedeliyle doğan alacakla ödendiğinin tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu tevsik edici belgelerle birlikte iade talebi yapılabilir ve iade süreci tamamlanabilir.

Hizmet ihracatı istisnasından kaynaklanan iade taleplerinde yaşanan sorunlar ve tereddütler, KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikler ve verilen özelgelerle çözüme kavuşturulmuştur. Bu değişiklikler sayesinde, istisna işlem bedelinin TL olarak yurda getirilmesi şartı, faturasında Türk lirası karşılığı gösterilen hizmet ihracatları için tevsik eden belgelerle de iade yapılabilmesine imkan tanınmıştır.

Ayrıca, hizmeti alan firma ile ödemeyi yapan firmanın farklı olması durumu, ödemelerin peşin veya avans olarak tahsil edilmesi, hizmet bedelinin cari hesap yoluyla tahsil edilmesi gibi durumlarda da, verilen özelgelerle sorunlar giderilmiştir. Bu durumlarda, ilişkinin ve bağlılık durumunun belgelerle kanıtlanması ve hizmetle ilişkili ödemenin tevsik edilmesi şartıyla iade talepleri yerine getirilebilmektedir.

Bu gelişmelerle birlikte, hizmet ihracatı kapsamında KDV iade süreci daha net ve kesin bir şekilde belirlenmiş ve uygulanabilir hale gelmiştir.

Yazar Ayhan YILMAZ, SMMM/CPA

1986 doğumlu Ayhan YILMAZ, Türkiye’nin ilk İngilizce ağırlıklı proje meslek lisesi, Manisa Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, Dış Ticaret bölümünü, devamında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Dış Ticaret bölümü, Muğla Sıtkı Koçman Yabancı Diller Yüksekokulu, İngilizce Eğitmenlik ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi, İktisat Fakültesi‘nden lisans düzeyinde mezun olup, 2020 yılında S.M.Mali Müşavir unvanını almıştır. 2024 yılında Dünya’nın en iyi Devlet Üniversiteleri listesinde 260. sırada yer alan Lisbon Üniversitesi‘nde MBA (Uluslararası Yönetim Yüksek Lisansı)‘na başlamıştır. İleri derecede İngilizce ve temel seviyede İspanyolca ve Bulgarca bilmektedir. Hayat boyu öğrenme felsefesini merkezde tutarak çalışmalarına devam eden Ayhan YILMAZ hakkında detaylı bilgi için kendisiyle irtibata geçebilirsiniz.

https://www.ayhanyilmaz.net/wp-content/uploads/2022/07/logo_white_small_03.png

AyhanYilmaz.Net web sitesine yayımlanan yazı ve fotoğraflarla ilgili saklı olan telif haklarınızla ilgili ayhan@ayhanyilmaz.net ile irtibata geçebilirsiniz.

Tüm Hakları Saklıdır © 2022