Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, Türkiye’nin İsrail ile ticaretinin tamamen durdurulduğu ve yalnızca Filistin’e yönelik insani yardım malzemelerinin Filistin Ulusal Ekonomi Bakanlığı’nın onayı ile sevk edilebildiği belirtilmiştir. Ancak, açıklamanın perde arkasına baktığımızda, uluslararası ticaretin dinamiklerini göz önünde bulundurarak daha geniş bir perspektif sunmak gerekiyor.
İsrail ile ticaretin durdurulması, kağıt üzerinde doğru bir karar gibi görünase de aslında uluslararası ticaretin dinamikleri açısından bunu engellemek imkansız gibi görünmektedir. Türkiye’nin durdurma kararı sonrası İsrail’e satış yapan firmalar başka ülkelere yönelmiş ancak İsrailli firmalarda Türk ürünlerini farklı ülkelerde temin etmeye başlamıştır. Küresel ticaretin doğası gereği, bir ülke ile ticareti tamamen durdurmak, diğer ülkelerle olan ticareti kağıt üzerinde artırsa da, aslında miktarsal ve hacimsel bir değişiklik olmadığı gibi, diğer ülkelerin Türkiye’nin dış ticaretinden pay alması gibi olumsuz bir oluşmaktadır. Özellikle bölgesel ve sektörel bazda bazı mallar sadece belirli ülkelerden temin edilebilmektedir. İsrailli firmalar, Türkiye’den ürün alan Yunanistan, Bulgaristan gibi ülkelerden Türk ürünleri ithal etmeye başlamış, bu durumda bu ülkelerdeki aracıların daha fazla kar elde etmeleriyle neticelenmiştir.
Türkiye’nin İsrail ile olan ticaretinin kesilmesi, yalnızca iki ülke arasındaki ticareti değil, dolaylı yollarla diğer ülkelere yapılan ticareti de etkileyebilir. Çünkü İsrail üzerinden yapılan bölgesel ticaret (örneğin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yönelen sevkiyatlar) farklı güzergâhlarla gerçekleştirilebilir.
Filistin’e Ulaşan Yardımların Gerçekliği
Filistin’e insani yardımların ulaştığı ve bunun İsrail üzerinden değil doğrudan Filistin’e yapıldığı iddia edilmektedir. Filistin’e elbette insani yardımlar gönderiliyor, ancak burada dikkate alınması gereken bazı gerçekler vardır:
Geçiş Noktaları ve Lojistik Sorunlar: Filistin, coğrafi olarak İsrail’in kontrolündeki bölgelerle çevrilidir ve özellikle Gazze’ye yönelik yardımların İsrail topraklarından geçmesi zorunludur. İsrail’in bu süreçlerde kontrolü ve denetimi bulunduğu için Türkiye’nin İsrail’i tamamen devre dışı bırakarak Filistin’e sürekli ve etkili bir ticaret yapması güçleşmektedir. Bu durum, insani yardımın sürekli ve kesintisiz bir şekilde ulaşmasını da olumsuz etkileyebilir.
Filistin’in Ekonomik Kapasitesi: Filistin, mevcut durumda ekonomik olarak dışa bağımlı bir bölgedir. İsrail ile ticaretin kesilmesi, Türkiye’nin Filistin’e yönelik yardımlarının miktarını artırsa bile, Filistin’in bu yardımları uzun vadede sürekli bir şekilde kabul edip işleyebilmesi lojistik ve finansal sınırlamalar nedeniyle zorlaşabilir. Bu nedenle, Filistin’e ulaşan yardımların sınırlı olacağı ve dolayısıyla Filistin halkının ihtiyaçlarının tamamen karşılanamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Ticaret Bakanlığı’nın açıklamaları, İsrail ile ticaretin tamamen durdurulduğunu ifade etse de, küresel ticaretin işleyişine baktığımızda bunun pratikte tam anlamıyla mümkün olmadığını görebiliriz. Şu nedenlerle ticaret her şekilde devam edecektir. Uluslararası ticaret, dolaylı yollarla yürütülebilir. Yani Türkiye, başka bir ülke üzerinden İsrail’e ya da İsrail’den ürün tedarik etmeye devam edebilir. İki ülke arasında doğrudan ticaret kesilmiş olsa da, üçüncü ülkeler aracılığıyla dolaylı ticaret devam edebilir. Özellikle serbest ticaret anlaşmaları olan ülkeler bu dolaylı ticaret için kritik bir rol oynar. Küresel ticarette üretim ve tedarik zincirleri çok taraflı hale gelmiştir. Örneğin, bir ürünün parçaları farklı ülkelerde üretilip nihai montajı başka bir ülkede yapılabilir. Dolayısıyla Türkiye’nin İsrail ile ticareti, küresel tedarik zincirleri aracılığıyla dolaylı olarak devam edebilir.
Ticaret Bakanlığı’nın İsrail ile ticareti tamamen kestiği iddiası, pratikte bu kadar net ve keskin sonuçlar doğurmayacaktır. Küresel ticaretin dinamikleri, dolaylı ticaret yollarını ve tedarik zincirlerinin karmaşıklığını dikkate aldığımızda, İsrail ile ticaretin bir şekilde devam edeceği açıktır. Ayrıca, Filistin’e yapılan insani yardımların sürekli ve yeterli miktarda ulaştırılmasının pratik zorlukları da göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun Filistinlilerin ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılaması zor görünüyor.